İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | way of life i. | yaşam biçimi | ||
We must therefore adopt initiatives to help the people of Madagascar to rediscover a dignified way of life. Bu nedenle Madagaskar halkının onurlu bir yaşam biçimini yeniden keşfetmesine yardımcı olacak girişimlerde bulunmalıyız. More Sentences |
||||
Genel | way of life i. | yaşam tarzı | ||
It is obviously in the immigrants' interest to adjust to our way of life and our values. Yaşam tarzımıza ve değerlerimize uyum sağlamanın göçmenlerin yararına olduğu açıktır. More Sentences |
||||
Genel | way of life i. | gidiş |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | jewish way of life i. | yahudi yaşam tarzı | ||
Genel | islamic way of life i. | islami hayat biçimi | ||
Genel | islamic way of life i. | islami hayat tarzı | ||
Genel | as a way of life zf. | hayat tarzı olarak | ||
Colloquial | ||||
Konuşma Dili | fiawol (fandom is a way of life) expr. | hayranlık bir yaşam tarzıdır | ||
Konuşma Dili | fiawol (fandom is a way of life) expr. | bilim kurgu hayranlığı bir yaşam biçimidir | ||
Idioms | ||||
Deyim | one's way of life i. | birinin yaşam biçimi/tarzı | ||
Deyim | one's way of life i. | birinin hayat tarzı | ||
Deyim | somebody’s way of life i. | birinin yaşam tarzı | ||
Deyim | somebody’s way of life i. | birinin yaşam şekli | ||
Deyim | somebody’s way of life i. | birinin hayat tarzı | ||
Deyim | somebody’s way of life i. | birinin yaşam biçimi | ||
Deyim | a/the way of life i. | yaşam tarzı | ||
Deyim | a/the way of life i. | hayat tarzı | ||
Deyim | a/the way of life i. | yaşam şekli | ||
Deyim | a/the way of life i. | yaşam biçimi | ||
Deyim | fit into one's way of life f. | birisinin hayat tarzına uymak | ||